Yıllardır sunucu işlemcileri pazarında egemenliğini sürdüren Intel karşısında, AMD sessiz ama istikrarlı adımlarla büyük bir dönüşüm başlatıyor. Mercury Research’ün DigiTimes ile paylaştığı son analizler, AMD’nin 2026 yılına kadar sunucu işlemci pazarında Intel ile eşit pazar payına ulaşabileceğine işaret ediyor. Bu gelişmenin temelinde, AMD’nin EPYC serisi işlemcilerin üstün performansı ve rekabet avantajı yatıyor.
AMD’nin sıfırdan başlayan hikayesi ise oldukça dikkat çekici. 2017 yılında, şirketin bu alandaki pazar payı neredeyse sıfıra yakın seviyedeydi; çünkü güçlü ve rekabetçi ürün gamı henüz geliştirilmemişti. Ancak, CEO Lisa Su liderliğinde başlatılan köklü dönüşüm ve inovasyon süreci sayesinde, AMD Zen mimarisi temel alınarak tasarlanan ilk EPYC işlemcilerle büyük bir sıçrama yaptı. Bu işlemciler, “Naples” kod adlı ilk nesil EPYC’ler, AMD’nin veri merkezi ve sunucu pazarındaki konumunu yeniden tanımladı.
Aradan geçen yaklaşık sekiz yıl içinde, AMD’nin pazar payı hızla büyüdü ve pazarın en dinamik oyuncularından biri haline geldi. 2025 yılının ilk çeyreğinde, AMD’nin sunucu işlemci pazarındaki payı yüzde 39,4’e ulaştı. Bu oran, sadece yüzde 6,5’lik bir çeyrek bazında artış değil; aynı zamanda AMD’nin büyüme trendinin güçlü ve sürdürülebilir olduğunu gösteriyor. Analistlerin öngörülerine göre, bu ivme devam ederse, 2026 yılında AMD, pazar payını Intel ile eşit seviyeye çıkarabilir.
EPYC Serisinin Etkisi ve Intel’in Son Durumu
EPYC ailesi, yüksek çekirdek sayısı, enerji verimliliği ve çoklu görevlerde sağladığı üstün performans sayesinde, veri merkezlerinin yeni favorisi haline geliyor. Bu avantajlar, AMD’nin büyümesine önemli katkılar sağlarken, aynı zamanda Intel’in pazar payını kaybetmesine neden oluyor. Ancak, AMD’nin yükselişinde sadece kendi inovasyonları değil; Intel’in de performans kaybı ve stratejik sorunları etkili oldu. Intel cephesinde yaşanan yönetim değişiklikleri, ürün takvimlerindeki gecikmeler ve yapay zeka ile veri merkezi alanlarındaki tutarsızlıklar, şirketin rekabet gücünü zayıflatmaya başladı.
Elbette, bu durum Intel’in Xeon platformunun zayıf olduğu anlamına gelmiyor; fakat artık iki dev arasında daha sert ve yoğun bir rekabet söz konusu. AMD’nin stratejik hamleleri, teknolojik gelişmeleri ve fiyat avantajlarıyla birlikte, pazarın kaderini yeniden şekillendiriyor. Bu rekabet ortamı, hem üreticilere hem de tüketicilere yeni fırsatlar sunuyor ve uzun vadede sektördeki inovasyonun hız kazanmasına neden oluyor.